Türkiye'nin Gelecek Ekonomisi

Dünyanın önemli ekonomileri arasına doğru hızla ilerleyen ülkemiz dün IMKB 'de( İstanbul Menku Kıymetler Borsası ) rekor kırarak 62.000 seviyesini gösterdi ve hatta geçti.Bununla birlikte altın ve döviz fiyatlarındaki düşüş gözlerden elbetteki kaçmadı.Bence doların 1,50 TL altına inmesi kısa - uzun vadede söz konusu.Çünkü son 5 yıl içinde dolar yaklaşık 50 kr arttı veya eksildi.Bir ara doların 1 TL altında sürekli durabilmesi için dahi konuşuldu :) Yaşanan global ekonomik krizden gelişmekte olan ülkemiz gelişmiş ülkelerdeki üretim potansiyelinin büyük olmasından dolayı büyük değer kaybederken hem ivmesini sürdürdü hemde yeni önlemler alındı.Bu kısımda bence önemli bir noktada Türk Bankacılığı 'nın gelişmiş ve sağlamlaştırılma adımlarının büyük ölçüde ilerlediğini gösteriyor.Bildiğiniz üzere Mortgage krizi insanların düşük faiz oranları ile çok büyük borçlar altıena girmesi yani bizim deyimimizle gözü aç olmaktan dolayı çıktı...

Gelelim son 1-2 yıl içinde yaşananlara...
Ülke içinde siyasi otorite referandum ile onandı.Böyle diyorum çünkü bu ülkede iş particlik olmuş.İnsanlar Evet / Hayır oylarını partisine göre verdi.Nadirdir ki bunun dışında oy verilsin.Referandumdan "hayır" oyunun çıkması demek 12 Eylül 2010 Referandumu 'nun ülkede güven ortamının kaybolduğunu göstermesine işaret olacaktı.Bu da 13 Eylül Pazartesi günü piyasalarda güven ortamının bozulmasından dolayı yatırımcılarda sarsılma yaratacak ve etkisini negatif gösterecekti.Aslında "Evet" çıkması direk olarak pozitif diyemeyiz de.Çünkü kararsızlık yatırımcıları başka piyasalara yönlendirme ihtimali dahilinde idi fakat sonucun evet olması ortam zeminini biraz daha sağlamlaştırarak etkisini gün içinde piyasalarda gösterdi.Bu referandumun ülkemiz üzerindeki etkisi idi.Gelecekte elbette sadece bu sonuca bağlamak yanlış olacaktır...

Ülkemizin içinde bulunduğu stratejik önem ve genç çalışabilir nüfus oranı yatırımcıların iştahlarını açabiliyor.Bölge merkezleri sayısı artmaya başladı.Fakat sorun şu ki en basit anlatım ile halen tamamen ülkemize ait bir araba firması dahi yok.Sanayi ortamımız dışa bağımlı.
Sanayi dışındaki piyasalardan tarım ve hayvancılık ise aracılık yapanların büyük karları ve üreticinin zarara sokulmasına itilen bir durum oldu.Yaşanan kırmızı et krizi araştırdığım kadarı ile kırmızı et fiyatlarının düşeceğinden dolayı aracıların büyük baş ve küçük baş hayvanların büyük çoğunluğu alarak yada almaya çalışarak zamanla piyasaya yine büyük fiyattan satacağı konusu çıktı.Aynı sorun geçen yıllardaki tahıl ürünleri sıkıntısında yaşandı.Burada büyük sorunlardan biriside medyanın halkı sürekli kışkırtmaya itmesi.Daha doğrusu habercilikten öte her işi yapması diyebilirim.Halkın refahı için çalışması gereken her Türk Vatandaşı , bunu bir oyun sanarak haberler ile rant ve insanların devlete ve askeriyeye güveninin sarsılmasına neden oluyor.Konuları böyle anlatıyorum çünkü ekonomi sadece paranın piyasalarda dolaşması olarak açıklanmamalıdır.Nasıl ki bu ülke de enflasyondan herkes etkileniyor ve enflasyon oranlarınn düşük olması için çaba sarf etmesi gerekiyorsa ekonominin diğer işlevleri içinde dengenin korunması veya denge ortamının yakalanması için çalışılması gerekiyor.
Gelecekte Türkiye Ekonomisi avrupada sözü geçen bir duruma getireceğe benziyor.Çünkü Avrupa Birliği çok kısa sürede olmasa dahi yakın bir gelecekte dağılacak veya yeniden yapılanmaya çalışacak.Dünya ekonomisinde başta ABD 'de yaşanan kriz dolaylı olarak her ülkeyi etkiliyor.Bu kriz etkilerini yine birkaç yıl gösterecektir -en az birkaç yıl- Yazımın başında belirttiğim gibi gelişmekte olan ülkeler arasında olduğumuzdan belirlenen ve doğruluğu saptanan kriterler uygulandığı takdirde ekonomimiz daha da sözü geçen bir ülke konumuna getirileceğe benziyor...

Yakında bu yazının devamı niteliğinde yazıları sizlerle paylaşmaya çalışacağım.